Cinsellik bir evliliğinde, romantik bir ilişkinin de yapıtaşıdır. Sadece bedensel değil, aynı zamanda duygusal ve ruhsal bir paylaşımdır. Bu sebeple cinsel hayatınızda yaşadığınız bir problem zamanla evliliğinizi ve ilişkinizi temelden sarsmaya başlar.
Vajinismus, kadının cinsel ilişkiye girmek istemesine rağmen kendi iradesi dışında sağlıklı bir şekilde cinsel ilişkiye girememesi olarak tanımlanır. Kadın kendini kasar ve penisin vajinadan içeri girmesini engeller. Vajinanın dar ya da küçük olması ile hiçbir ilgisi bulunmayan bu hastalık, ilişki sırasında istemsiz bir şekilde kasılma halidir. Esnek ve kaslı bir yapıya sahip olan vajinadaki kaslar kontrolsüz bir şekilde daralarak cinsel ilişkiyi önler. İstemsiz kasılmalar sadece vajinada gerçekleşebildiği gibi tüm vücutta da görülebilir. Cinsel isteğin olup olmamasıyla alakalı bir durum olmadığı gibi, bu dertten mustarip kadınların eksik, beceriksiz, yetersiz, sorunlu olmadığını da özellikle belirtmek isterim.
Vajinismusun ana sebepleri olarak cinsellikle ilgili yalan yanlış bilgiler ve fi tarihinden kalma tabular, ilk geceye dair abartılı korkular, çocukluktan itibaren cinselliğin ayıp-kötü-pis olarak tasvir edilmesini söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra, geçmişteki bir cinsel taciz olayı, çocukluktaki aile içi etkileşimler, istemeden hamile kalma korkusu gibi durumlarında sonucu olarak ortaya çıkabilir.
Ortaya çıktığı zamanlarda ise, çiftler arasında duygu karmaşasına sebep olur. Eşler kendilerini ve birbirlerini suçlayabilir, sevgi ve bağlılıklarını sorgulanabilir, hatta karşılıklı olarak iyi bir eş olmadıklarına bile inanabilirler. Çözüm için adım atmaya isteksiz olup, zaman içinde kendiliğinden geçmesini bekleyebilirler. Bu bekleyiş uzadıkça ve sorun kendiliğinden uçup kaybolmadıkça, çiftler ilişkilerindeki ufacık sıkıntıları bile tolere edemez hale gelip hem cinsel anlamda da duygusal anlamda da birbirinden uzaklaşmaya başlar.
Neyse ki iyi bir haberim var, Vajinusmus cinsel tedaviye en iyi ve en kısa sürede yanıt veren cinsel işlev bozukluğudur. Doğru bir cinsel terapiyle yüzde yüze yakın düzelme olur. Buradaki kilit noktamız, tedaviye başlamak için geç kalınmaması ve ilişkilerin zarar görmemesidir.
Bir yanıt yazın