Evlenince aşk biter, çocuk olunca aşk biter, hele bir 5 yıl geçsin aşk kesin biter… Sevgiliyken, nişanlıyken, düğün arefesindeyken çevreniz tarafından sizlere sıkça işittirilen cümlelerdi bunlar. Sahi, dedikleri gibi mi oldu? Evlenince buhar olup uçtu mu aşkınız, dünyaya bir evlat getirince midenizde kelebekler uçmadı mi bir daha?
Zamanında aşk biter sözlerini sizlere işittirenler gibi mi düşünmeye başladınız sizde?
Hadi gelin biraz geçmişe gidelim…
Eşinizle ilk tanıştığınız zamanları, ilişkinizin ilk başlarını bir hatırlayın. Nasıldınız o zamanlar? Şimdiyle bir kıyaslama yapalım!
Her gün onu ne kadar çok sevdiğinizi söylüyor, onu mutlu etmek için elinizden gelen her şeyi yapıyordunuz muhakkak. Ve sevdiceğiniz de öyle yapıyordu. Peki ya şimdi? Karşılıklı olarak eskisi gibi birbirinize yeteri kadar özen gösteriyor musunuz? Zaten artık evliyiz, aynı evdeyiz, zaten hayat telaşı içerisindeyiz diye bahaneler bulup farkında olmadan birbirinizden uzaklaşmış olabilirsiniz.
Yine dönelim eski günlere; sevdiğiniz adam/kadın sizin için dünyadaki en doğru kişiydi, hâlâ öyle olduğunu düşünüyor musunuz yoksa “fazla abartmışım” derken mi buluyorsunuz kendinizi? İnsanlar aşık olduğunda olumluya odaklanma moduna giriyor. Farkında olmadan partnerinizin sadece olumlu özelliklerine sadece hoşunuza gidecek davranışlarına dikkat etmiş olabilirsiniz. Evlenince ise “çok değiştin, eskiden böyle değildin, beni üzmezdin, böyle davranmazdın” gibi cümleler kuruyor, ister istemez tartışma ortamı yaratılabilir. Hayır aslında sevdiğiniz kişi yine aynı kişi, fakat siz onun göz ardı ettiğiniz özellikleriyle yeni yeni tanışmaya başladınız. Böyle bir durumda ne yapmak gerekir derseniz, aşık olduğunuz kişiyi değiştirmeye çalışmak yerine karşılıklı konuşup orta yolları bulabilmek önemlidir. Her iki tarafta kendini mutsuz edecek kadar fazla ödün vermeden mevcut durumlara adaptasyon sağlayabilmelidir. Ve unutmayın ki çatıştığınız kişi aşık olduğunuz kişiden çok da farklı biri değil.
Evlilik pembe panjuru evde yaşamak, yağmur altında el ele yürümek, sabahlara kadar şaraplar eşliğinde sohbet etmek değil. Evlilik filmlerde, kitaplarda gösterildiği kadar her zaman mükemmel olan bir şey de değil. Evlendikten sonra her an birlikte olacağız, daima birlikte karar alacağız, her zaman sürprizlerle dolu olacağız gibi bir beklentiyle evlendiyseniz gerçekler canınızı acıtabilir! Evlilik anlayış demektir, bazen görmezden gelmek demektir, yeri geldiğinde yalnız kalabilmek tek başına vakit geçirebilmek, kötü geçen bir günün sonunda birbirini tolere edebilmek, yeri geldiğinde fikir ayrılığına düşüp tartışabilmek, zaman zaman oluşan monotonluklardan keyif alabilmesini bilmek demektir. Bambaşka tarzda ve kültürde yetiştirilmiş iki yetişkin insanı bir çatı altına koyup mükemmel olmalarını bekleme yanlışına düşmemeli, her şeyin peri masallarındaki gibi olması yanılgısına kapılmamalıyız.
Unutmayın ki, “Evlilik bir iken biz olmaktan ziyade, bizliğin içinde birliği koruyabilmektir.”
Bir yanıt yazın